Site içi SEO

Site içi SEO (On Page SEO), Google ve diğer arama motorlarında daha iyi sıralamalar almanız için Site Dışı SEO ‘nun aksine site içerisinde gerçekleştirilmesi gereken optimizasyonları ifade eder.

Genellikle amaç sitede sayfa düzeyinde kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve içerikleri güçlendirerek arama motorlarından bir anahtar kelime aratarak gelen kullanıcılara aradığını doğru, hızlı ve tatmin edici şekilde sunabilmektir.

1. Site içi SEO vs Site Dışı SEO

SEO çalışmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde genel olarak iki alt başlığa ayrıldığını görürüz. Teknik SEO çoğu SEO uzmanına göre yine On Page SEO çalışmaları çatısı altındadır.

Arama motoru optimizasyonu sürecini sadece backlink inşası ve site dışı SEO ‘dan ibaret olarak değerlendirmek büyük bir hatadır ve çalışmalardan verim alınamamasının en önemli nedenidir.

Öncelikle iç SEO çalışmalarının neleri kapsadığını öğrenelim ve sonrasında adım adım sayfa düzeyinde arama motoru optimizasyonu tekniklerini öğrenelim.

2. Site İçi SEO Çalışmalarının Kapsamı Nedir?

Site içi SEO çalışmalarının neleri içerdiğini bilmek sürece başlamadan önce sağlıklı bir planlama yapmanıza yardımcı olacaktır.

Site içi SEO çalışmaları için yapılması gerekenler genel olarak şu adımları içerir.

  • Anahtar kelime araştırması
  • Başlık etiketi (SEO başlığı) optimizasyonu
  • Meta açıklamaları (meta description)
  • Site içi link inşası (dahili bağlantılar)
  • SEO uyumlu URL yapısı oluşturma
  • Görsel SEO (resimleri optimize etme)
  • Arama niyetine/amacına uygunluk
  • Kullanıcı deneyimini iyileştirme (UX)
  • SEO uyumlu makale/içerikler oluşturma
  • SEO uyumlu web tasarım ve temiz kodlama

Gördüğünüz gibi iç optimizasyon konusunda ele almamız ve sitemizde uygulamamız gereken önemli iyileştirmeler mevcut.

Bunları tek tek ele alacağız fakat öncelikle sayfa düzeyinde seo neden önemlidir kısaca bundan bahsetmek istiyorum.

3. Site İçi SEO Neden Önemlidir?

Kullanıcılar arama motorlarında bir arama gerçekleştirdiğinde amaçları ihtiyaç duyulan bilgiye ya da ürün / servise ulaşmaktır. Fakat aynı bilgiyi veren, ya da ürün / hizmeti satmaya çalışan binlerce web sayfası olduğunu düşünün.

Böyle bir durumda arama motorunun elinde sayısız alternatif olacaktır. Bu alternatifler arasında kullanıcılarına en iyi deneyimi sağlayacak sayfalara sırasıyla öncelik vermesi gayet anlaşılabilir bir durumdur.

Google kullanıcılarını aradıkları ürün ya da bilgiyi içeren ama kalitesiz görsellerin olduğu ya da yavaş açılan bir sayfaya yönlendirdiğinde kullanıcılar arama motorunun iyi sonuçlar sıralamadığını düşünecektir.

Bu açıdan bakıldığında iç optimizasyon çalışmaları hem Google ‘da iyi bir sıralama almanızda etkilidir hem de bu sıralamaları korumanıza yardımcı olur.

Eğer hazırsanız başlayalım ve adım adım sayfalarınızı nasıl arama motorlarıyla uyumlu hale getirebileceğinizi öğrenelim.

4. Anahtar Kelime Araştırması

Anahtar kelimeler, kullanıcıların arama motorunda gerçekleştirdiği sorgulardır. Arama motoru kullanıcıları bir bilgiye ya da ürüne ulaşmak için sürekli farklı anahtar sözcükler kullanarak aramalar gerçekleştirir.

İşin doğrusu bir sayfada kullanıcıların aradığı anahtar kelimeler yer almıyorsa arama motorunun bu sayfanın o anahtar kelime ile ilgili olup olmadığını anlaması mümkün değildir.

Google arama motoru sürekli kendini geliştiriyor olsa da anahtar kelime kullanımı hala çekirdek algoritmanın önemli bir parçasını oluşturmaya devam ediyor.

Fakat anahtar kelime kullanımında doğallık çok önemli.

Sayfa içeriğinde aşırı anahtar kelime kullanımı, aşırı SEO (keyword stuffing) sıralamalarınızı çok kötü etkileyebilir ve içeriğinizin kötü performans göstermesine neden olabilir.

Bu nedenle anahtar kelime araştırması yaparak yan anlamlı, eş anlamlı ve bağlamsal olarak birlikte kullanılabilecek anahtar kelimeleri belirlemeniz gerekir.

Anahtar kelime araştırması için çoğu durumda özel ve ücretli bir araç kullanmanıza gerek yoktur. Google anahtar kelime araştırması için harika bir kaynak.

Örneğin Google Otomatik Tamamlama (Auto complete) özelliği bir anahtar kelimenin bir bölümünü yazdığınızda size alternatif anahtar kelimeleri verir.

Google otomatik tamamlama ile anahtar kelime bulma

Google ilgili aramalar özelliği de konu ile ilgili anahtar kelimeler bulmamıza yardımcı olur. Bunun için SERP (arama motoru sonuç sayfası) üzerinde alt bölüme bakmanız gerekiyor.

google ilgili aramalar kutusu

Bunlara içeriğinizde doğal bir şekilde yer vermeniz hem içeriğinizin kapsamını genişleterek daha çok organik trafik almanızı sağlar hem de konu otoritesini artırır.

5. SEO Uyumlu İçerikler Oluşturun

İçeriğin SEO da en önemli kriter olduğunu asla unutmayın. Kalitesiz ve ziyaretçinin beklentisine cevap vermeyen bir içerikle iyi bir sıralama almanız mümkün değil.

Bazı istisnai durumlar var, örneğin sektörünüzde hiç rekabet yoksa, diğer rakiplerin içerikleri tamamen çöpse vasat içeriklerle de iyi sıralamalar alınabilir. Tabi biri çıkıp adam gibi içerikler oluşturana kadar.

İyi bir içerik yetmez, gerçekten en iyisi olmayı hedeflemeniz lazım ki daha sonra sektöre yeni giren rakipler bu boşluğu kullanarak sizi geçmesin.

SEO uyumlu içerik şu özelliklere sahip olmalıdır,

  • Özgün ve orijinal
  • Doğru bilgilerle donatılmış
  • Faydalı
  • Konuyu etraflıca ele alan
  • Kullanıcı beklentilerine odaklı
  • Arama sorgusuna yanıt veren

SEO için makale uzunluğunun önemli olmadığını söyleyenler var. Bu doğru değil, makalenin hiç olmazsa 750 kelime ve üzeri olması ama ideal olarak 1250 kelime ve üstü SEO açısından çoğu kez daha iyidir.

Bunlar yazılı kurallar değil, öyle siteler var ki uzun makaleleri kimse okumayacaktır. Önemli olan kullanıcının ilgili sayfada sergileyeceği temel davranışı analiz edebilmektir.

SEO uyumlu makale hazırlarken dikkat etmeniz gerekenler,

A) Sade ve Basit Bir Dil Kullanın

İnternet okuyucuları sade ve yalın dil kullanan içerikleri sever (çünkü dikkatleri çok hızlı dağılır). Bu yüzden ağdalı ifadeler, edebi sözler ve üst perdeden bir üslup okuyucularınızın içerikten kaçmasına neden olur.

Yalın, sade, ilk okul 5 düzeyinde bir basitlikle meseleleri akıcı bir şekilde anlatın.

B) Cümlelerinizi Kısa Tutun

Kısa cümleler kurmaya kendinizi alıştırın. Bu hataya ben de düşüyorum.

Cümleler uzadıkça dikkat dağılır, okuyucu sıkılır. Daha ilginç olan ise, Google kısa cümlelerin ağırlıkta olduğu sayfaları daha iyi anlıyor. Bu da semantik SEO kavramı ile ilgili bir başka mesele.

C) Giriş Cümlenize Çok Dikkat Edin

SEO uyumlu bir makalede en can alıcı nokta giriş cümlesidir. Giriş cümlesi saçma sapan bir şey ise mesela “Şimdi size Site içi SEO ‘dan bahsedeceğiz..” puhaha  Ne kadar saçma ve itici..

Emin olun bugüne dek böyle deli saçması giriş cümleleriyle dolu sayfalardan çok gördüm. Fakat hiç birini Google ‘da ilk sayfada görmedim.

D) İçeriklerinizi Kendiniz Yazın

İçeriklerinizi kendiniz oluşturun. En kaliteli makaleler kendi yazdığınız makalelerdir. Bunun istisnasına da ben hiç denk gelmedim.

Eğer web siteniz işinizse, işiniz sizin için çok değerliyse ve içerik bunun omurgası ise oturacaksınız kendiniz yazacaksınız.

Sitenizin konusuyla ilgili bilgi sahibi değilseniz zaten başka bir şey konuşmaya gerek yok o işte başarılı olma ihtimali yok. İnternet mecrası böyle bir hevesle açılıp kısa bir süre sonra kapanmış çöp sitelerden geçilmiyor.

Dışarıda yazdırılan içeriklerde bir numaralı problem sadece özgünlüğe dikkat edilmesi. Özgünlük mesele değil ki. Makalede derinlik yok, araştırma yapılmamış yeni ve orijinal bir bilgi de yok.

Kelime sayısı doldurmak için (Çünkü 100 kelimesi 5 lira, 1000 kelime 50 lira :D) saçma sapan laf kalabalıkları, gereksiz tekrarlar, cümle düşüklükleri ve ilgisiz mevzuların yer aldığı çöp içeriklerle Google ‘da iyi bir sıralama almanız mümkün değil.

Çünkü ziyaretçiyi tutamazsınız. 2 saniyede girişte bir kaç saçma ifade görünce sitenin de sayfanın da ne kadar kalitesiz olduğunu anlıyor insanlar ve arama sonuçlarına geri gidiyor.

E) Önce Anahtar Kelime Araştırması Yapın

Bir diğer önemli nokta içeriklerinizi hazırlamadan önce birinci maddede de yer verdiğim anahtar kelime araştırması adımı son derece kritik.

Eğer sağlam bir anahtar kelime araştırması yapmadan, rakiplerinizin ne tür içeriklerle ilk sıralarda çıktığını kontrol etmeden içerik oluşturmaya başlarsanız geri dönüp tekrar bir şeylerle oynamak, ekleme çıkarma yapmak çok zahmetli olacaktır.

F) Konu Derinliğine Dikkat Edin

Sığ içerikler Google ‘da iyi performans gösteremez. Konuyu etraflıca ele alan içerikler yazmalısınız. Bu gereksiz yere içeriği uzatmanız gerektiği anlamına gelmez. Faydalı ve gerekli olduğu sürece dilediğiniz kadar uzun içerikler oluşturabilirsiniz.

Yalnız şunu da unutmayın. İnsanımız okumayı pek sevmiyor. Ayrıca dünyanın her yerinde değişmeyen bir başka gerçek internet kullanıcılarının çok hızlı sıkılması ve sayfayı terk etme eğilimi göstermesi.

Bunu değiştirecek tek şey içeriğinizin bilgi dolu, faydalı ve gerçek dünyada insanların problemlerine çözüm sağlayacak derinlikte olmasıdır. Kaliteli içerikler kendini okutur.

G) Alt Başlıklara Bölün, Organize Edin

Alt başlıklar hem arama motorları için hem de kullanıcılar için önemlidir. İçeriğinizi mutlaka parçalara ayırın. Her şeyi tek seferde insanların kafasına boca etmeye çalışmayın.

Alt başlıkların iyi kullanıldığı içeriklerde sayfada kalma süresi ve kullanıcı memnuniyeti oranı artar.

6. Başlık Etiketini (Title) Optimize Edin

Başlık etiketi (SEO başlığı veya meta title olarak da bilinir) çok önemlidir. Site içi SEO ‘da tüm optimizasyon adımlarını 1 den 100 e kadar puanlarsak seo başlığı optimizasyonu bir kaç nedenden dolayı 100 puan alır.

Başlık etiketi kısaca döküman düzeyinde web sayfasının başlığıdır. Tarayıcı sekmesinde fare ile üzerine geldiğinizde ve SERP arama sonuçlarında kendini gösterir bunun dışında sayfa üzerinde ya da içerikte meta başlığını göremezsiniz.

başlık etiketi ve iç seo
başlık etiketi meta title

Başlık etiketleri ilk kontrol etmeniz gereken ya da üzerine titremeniz gereken alan.

Çünkü çok net bir Google sıralama faktörü. Google ilk sayfada 1 tane bile başlık etiketinde birincil anahtar kelimeyi içermeyen sayfa bulamazsınız.

Fakat bu alanda optimizasyonu doğru yapmak da çok önemli.

  • Başlık etiketinde birincil anahtar kelimeniz mutlaka yer almalı
  • Anahtar kelime olabildiğince en başta bulunmalı (doğallığı bozmadan, mümkünse..)
  • Anahtar kelimenizi 1 veya 2 defa kullanın fazlası aşırı optimizasyon demektir.
  • Arama sonuçlarında kırpılma olmaması için 60 karakteri geçmemeye çalışın.

site içi seo ‘da tersine mühendislik ve veri madenciliği çok iyi çalışır. Rakiplerinizin kullandığı meta başlıklarına bakın. Onlar nasıl başlıklar yazarak ilk sayfaya gelmişler ve başarılı olmuşlar?

Rakiplerinizin meta başlık etiketlerini birebir kopyalamayın fakat ilham alarak daha güzel bir başlık yazmaya çalışın.

SEO başlıkları tıklama oranını optimize etmenin etkili bir yoludur ve tıklama oranları aynı Google sıralamasından hiç bir ek çalışma yapmadan, tek bir backlink bile almadan daha çok organik ziyaretçi almanıza yardımcı olabilir.

Meta başlıklarınızda bilmeyerek yapıyor olabileceğiniz hatalar sitenizin arama sonuçlarında sıralamalarının tepe taklak olmasına neden olabilir.

Bu hatalara düşmemeniz için burada yer vereyim,

  • Site genelinde ortak meta başlığı kullanmak
  • Meta başlığına anahtar kelimeler doldurmak
  • Her bir sayfa / içerik SEO başlığında hep aynı anahtar kelimenin geçmesini sağlamak
  • Aynı anahtar kelimeyi hedefleyen farklı sayfalarda aynı meta başlıkları kullanmak

Başlık etiketlerinizi temiz tutun ve doğru yapılandırıldığından emin olun. Google meta başlıklarını sayfanın konusunu anlama noktasında çok güçlü bir sinyal olarak kullanmaktadır. (Dediğim gibi belki de en güçlü Google sıralama faktörüdür.)

7. Meta Açıklamasını Optimize Edin

Meta açıklaması, (SEO açıklaması olarak da karşınıza çıkabilir aynı şey) doğrudan bir sıralama faktörü değildir ve aslında daha çok tıklama oranı optimizasyonu ile ilgili bir konudur.

Meta açıklamaları Google arama motoru sonuç sayfaları (SERPs) üzerinde gösterildiği için pek çok SEO Uzmanı site içi seo kapsamında olmadığı gerekçesiyle bu konuya değinmez işin doğrusu sırf meta açıklamarınızda anahtar kelimelerinize yer veriyorsunuz diye daha iyi bir sıralama almazsınız bunun da etkisi olabilir.

Fakat kullanıcı arama motorunda bir anahtar kelime ile arama gerçekleştirdiğinde meta açıklamasındaki anahtar kelimeler hatta bunların varyantları vurgulanarak öne çıkarılır.

İşte tam bu noktada doğrudan olmasa da dolaylı olarak meta açıklamalarının hem organik trafik üzerinde hem de Google sıralamaları üzerinde etkisi olduğunu anlıyoruz.

meta açıklamalarında anahtar kelimenin vurgulanması

Google “en iyi film” aramasında yukarıda da gördüğünüz gibi kutu içine aldığım eşleşen kısımları göstermektedir. Bunun nedeni, kullanıcıya bu arama sonuçlarının arama terimi ile ilgisini göstermektir.

Meta açıklaması kullanıcı beklentilerini ne ölçüde karşılarsa ve ne kadar ikna edici olursa o kadar yüksek oranda tıklama alır.

Bir anahtar kelimede 9.sırada olduğunuzu varsayalım. Rakiplerinizden çok daha dikkat çekici ve güzel meta açıklaması daha yüksek bir CTR (click through rate = organik tıklama oranı) almanızı sağlayacak ve Google Rankbrain algoritması sayfanız arama sonuçlarında çok yüksek oranda tıklandığı için daha ilgili ve kaliteli bir sonuç olduğunu belirleyerek sitenizi 4.sıraya taşıyacaktır.

Meta Açıklamalarınız

  • Anahtar kelimenizi (1-2 kez + 1 kez varyant anahtar kelime) içermeli
  • 150 karakter civarında olmalı (daha uzun olursa kırpılabilir)
  • İçeriğinizle ilgili olmalı, ilgisiz meta açıklamaları Google tarafından değiştirilebilir.
  • Tüm sayfalarınızın meta açıklamaları özgün ve birbirinden farklı olmalıdır.

Yüz binlerce ürün / içerik barındıran bir sitede elbette meta açıklamalarını elle tek tek girmeniz mümkün değildir. Bu durumda meta formülünüzün anahtar kelimelerinizi içerdiğinden ve olabildiğince benzersiz olduğundan emin olmanızı öneririm.

Ayrıca en çok trafik alan dönüşüm oranı yüksek sayfa / ürün / kategorilerinizin meta açıklamalarını manuel olarak düzenlemek de stratejik bir site içi seo tekniği olarak aklınızda bulunsun.

8. Arama Motoru Dostu URL Yapısı Kullanın

SEF URL ‘nin açılımı “Search Engine Friendly URL” yani Arama Motoru Dostu URL dir. Peki nedir bu arama motoru dostu URL yapısı?

Arama motorlarının amacı en iyi kullanıcı deneyimini sağlamak olduğundan aslında arama motoru dostu URL yerine kullanıcı dostu URL ifadesini kullanmak daha doğru olur.

URL sitenizdeki her bir sayfaya ulaşabilmek için benzersiz bir adrestir. Eğer iki ayrı sayfanın URL si birbirinin aynısı ise Google bunları iki ayrı sayfa olarak görmez, aynı sayfa olarak görür (teknik SEO problemlerinden biri)

Kullanıcı için URL, ziyaret edeceği sayfanın arama sorgusu ile ilgili olup olmadığını anlama konusunda hem fikir vermeli hem de bu vesileyle güven vermelidir.

SEF ya da kullanıcı dostu URL yapısı da bu nedenle önemlidir. Peki kullanıcı dostu URL yapısı hangi özelliklere sahip olmalıdır?

  • URL nizi olabildiğince kısa tutun (75 karakterden uzun URL ler kırpılıyor)
  • Soru işaretleri, sorgu parametrelerinden arındırın
  • URL okunaklı ve anlamlı olmalı
  • Anahtar kelimenizi mutlaka içermeli (sıralama faktörü)
  • Küçük harfler kullanılmalı, büyük harflere yer verilmemeli
  • Sözcükler “-” ile ayrılmalı boşluk ve “_” kullanılmamalıdır

Bir uyarı yapmam gerek. URL yapısını en başında oluşturmanız gerek. Eğer organik trafik alan, iyi sıralamaları olan bir web sitesinde link yapısı ile oynarsanız çok ciddi sıralama kayıpları yaşarsınız (URL yönlendirmesi yapsanız bile toparlaması çok uzun sürebilir.)

Ayrıca yazının / sayfanın ayarlar kısmından da kalıcı bağlantınızı düzenleyebilirsiniz. Bunun için sağ üst kısımda yer alan ayarlar ikonuna tıklamanız ve alt kısımda “Adres kısa adı” yazan bölüme gitmeniz gerekli.

Tekrar hatırlatmakta yarar var, eğer URL yapınızı çoktan oluşturduysanız değiştirmeyin tüm sıralamalarınız allak bullak olur.

En baştan URL nizi yapılandırıp diğer her şeyi bunun üzerine inşa etmeniz gerekir. Bir sayfanın URL yapısı değiştiğinde içerik değişmese bile Google bu sayfayı artık farklı bir sayfa olarak değerlendiriyor.

9. H1 Başlıklarınızı Optimize Edin

HTML de içerik başlık etiketleri arasında hiyerarşik bir ilişki vardır. Buna göre H1 bir sayfanın içeriğindeki en üst düzey konu başlığıdır.

H1 den sonra H2, H2 den sonra H3 şeklinde H6 ya kadar bu başlıklar üst-ast ilişkisine göre içeriklerde kullanılır.

Bir sayfada H1 den önce H2 kullanmak (hiyerarşiyi bozmak) SEO açısından doğru değildir. Yine bir H2 alt başlığın altında bir alt başlık oluşturmak için önce H3 kullanmanız gerekir direkt H4 kullanamazsınız.

Bu hiyerarşik ilişkiyi anladığınıza göre H1 başlıkların On Page SEO teknikleri arasında neden bu kadar önemli olduğu konusuna gelelim.

Google arama motoru bir sayfanın ne ile ilgili olduğunu daha iyi anlamak için belli bölgelerde hangi anahtar sözcüklerin kullanıldığına bakar.

Bunlar sırasıyla,

  • Başlık etiketi (meta title)
  • URL (kalıcı bağlantı)
  • H1 içerik başlığı
  • İçerik

Bunlardan ilk ikisinden ve ne kadar önemli olduklarından söz etmiştim. Şimdi H1 başlığa bakalım. Neden bu kadar önemli?

Başlıklar konunun özetidir. Bana 15000 kelimelik bir makale verseler. Bunu özetleyen bir cümle yaz deseler makale başlığını aynen yazarım.

İşte H1 bu yüzden önemlidir. Bize sayfanın konusunu söyler ve tüm o uzun uzun anlatılan olayın aslında ziplenmiş , sıkıştırılıp bir kaç sözcüğe sığdırılmış halidir.

Bu açıdan bakıldığında Google gibi ileri düzey bir arama motorunun sayfanın ne ile ilgili olduğunu belirlemek için H1 den yararlanmaması zaten düşünülemez.

İşte bu kadar değerli olan H1 başlıkta birincil anahtar kelimenize (primary keyword) mutlaka yer vermelisiniz. Böylece konunun birincil anahtar kelime hakkında olduğu konusunda Google ‘a çok güçlü bir mesaj vermiş olursunuz.

H1 Başlığını SEO uyumlu hale getirmek için kritik öneriler,

  • Anahtar kelimeniz H1 de kesinlikle yer almalı
  • H1 başlığınızı kısa tutmak zorunda değilsiniz, orijinal ve rakiplerinizden farklı bir başlık yazın
  • H1 de varyant anahtar kelimelere de yer verin (Ör. SEO ile Arama Motoru Optimizasyonu birbirinin varyantıdır)
  • H1 de anahtar kelime doldurması yapmayın, aşırı SEO riskini almayın, makul olun.
  • H1 de bağlaç kullanarak konunun anlam ağırlığını paylaştırmayın.

Google ‘dan John Mueller bir kullanıcının sorusuna istinaden Google için bir sayfada birden fazla H1 kullanmanın kesinlikle anlaşılabilir bir durum olduğunu ve bu konuda bir sorun olmadığını söylemişti.

Bir bakıma bu doğru. Neticede Google bir sayfada 2 H1 kullanıldı diye de-indexlemiyor sayfayı ama bu 1 tane H1 kullanandan daha avantajlı olduğunuzu da göstermiyor.

Tecrübeler her sayfanın 1 adet özgün H1 başlığa sahip olmasının sıralama performansı açısından en iyisi olduğuna işaret ediyor.

Eğer ikinci bir H1 başlık kullanmaya ihtiyaç duyuyorsanız sayfanın konusu değişmiş demektir. Bu durumda yeni bir sayfa oluşturup konuyu farklı bir sayfada ele almak en doğrusudur.

10. H2 Alt Başlıklarınızı Optimize Edin

İçeriği bölümlere ayırmak için H2 alt başlıklarını kullanırız.

Örneğin konu Elmanın Faydaları olsun. Bu durumda Elmanın İçerdiği Vitaminler, Elmanın Cildimiz Üzerindeki Faydaları gibi alt konular H2 başlıklar kullanılarak içeriğe dizilir.

H2 alt başlıklar ana konu ile semantik (anlamsal) bütünlük kurma konusunda çok etkilidir. H2 alt başlıklarda anahtar kelimenizin ve bunun varyantlarının yer alması önemli bir sıralama faktörüdür.

  • Birincil anahtar kelimenizin en az 1 kez H2 lerden birinde yer almasını sağlayın.
  • Toplamda kaç adet H2 de anahtar kelime kullanabileceğinizi Google ilk sayfa sonuçlarını analiz ederek kontrol edin. (Rakipler kaç adet H2 kullanmış, bunların kaçında anahtar kelime yer almış?)
  • Aşırı anahtar kelime kullanımından kaçının
  • Alternatif anahtar kelimelere yer vererek H2 alt başlıklarınızın doğal görünmesini sağlayın.

Bazı çalışmalarda hiç H2 içermeyen sayfaların en az 1 adet H2 içeren sayfaların sıralama olarak gerisinde kaldığı gösterilmiş daha ilginç olan ise anahtar kelimenin en az 1 kez kullanıldığı H2 başlığı bulunduran içerin hepsinden daha iyi sıralama alması.

H2 alt başlıklar oluşturma konusunda sıkıntı şekiyorsanız 1.maddeye gidin (anahtar kelime araştırması) çünkü sağlıklı bir anahtar kelime araştırması yaparsanız elinizde H2 alt başlık bölümleri oluşturmak için fazlaca malzeme var demektir.

11. H3 / H4 Başlıkları Optimize Edin

İçeriğinizdeki ana bölümleri (H2 ler) kendi içinde alt konulara ayırmak için H3 ve H4 başlıklardan yararlanmanızı öneririm.

Yazıda bir kısmı büyük göstermek yada koyu yapmak için kesinlikle alt başlıkları kullanmayın. H3 ve H4 , H2 kadar güçlü olmasa da anahtar kelimelerinize doğal bir şekilde yer verdiğinizde daha iyi sıralama almanıza yardımcı olabilir.

Fakat aşırıya kaçmayın. Zorlamayın. Eğer doğal olarak birincil anahtar kelimeniz H3 / H4 de geçmeli dşye düşünüyorsanız sorun yok, yer verin ama önünüze gelen tüm alt başlıklara anahtar kelime yerleştirirseniz sayfanız bir yerde tıkanıp kalır ne yukarı gider ne aşağı düşer. Kanser olursunuz (nedeni aşırı optimizasyon)

  • H3/H4 içerisinde anahtar kelimeniz 1-2 kez geçebilir (tavsiye ederim)
  • Varyant anahtar kelimeler de kullanın
  • Tüm H3/H4 lerde anahtar kelimenize yer vermeyin
  • H5/H6 ben kullanmayı tercih etmiyorum daha doğrusu ihtiyaç olduğunu sanmıyorum.

İçeriği H2, H3, H4 gibi alt başlıklar kullanarak organize etmek okuyucunun konuyu takip etmesini kolaylaştırır ve arama motorlarının konunun da sayfanın hangi destekleyici öğelerden oluştuğunu anlamasını sağlar.

12. İlk Paragrafta Anahtar Kelime Kullanımı

İlk paragraf, ziyaretçiyi sayfada tutma konusunda kırılmanın yaşandığı o bir kaç saniyelik süreyi lehinize ya da aleyhinize çevirebilecek en önemli kısımdır.

Kötü bir giriş cümlesi okuyucuların sayfadan jet hızıyla kaçmasına neden olabilirken, dikkat çekici ve ilgili bir ilk paragraf kullanıcıyı ikna ederek sayfayı sonuna kadar okuması konusunda ikna edebilir.

İçeriğin ilk 100 kelimesinde anahtar kelime kullanımının önerilmesinin altında yatan neden budur ve açıkçası ilk 100 kelime gerçekçi değildir.

Günümüzde insanların dikkati çok çabuk dağılıyor ve kimse bu adam neden bahsediyor diye 100 kelime okumak için zahmet etmeye meraklı değil.

Bu nedenle anahtar kelimenizi, neden bahsettiğinizin net olarak hem kullanıcı hem de arama motoru tarafından çok net anlaşılması adına, ilk paragrafta hatta ilk cümlede kullanmaya çalışmalısınız.

13. Anahtar Kelime Yoğunluğu (Keyword Density)

Anahtar kelimenin içerikte kullanım oranı (keyword density) On Page SEO sürecinde en çok merak edilen konuların başında geliyor. Bu konuda sanırım en tatmin edici cevabı burada bulacağınızdan emin olabilirsiniz.

SEO bloglarını okuduğunuzda ya da YouTube ‘da arama motoru optimizasyonunu etraflıca anlatan videolara baktığınızda %1 anahtar kelime kullanım oranını geçtiğinizde SPAM yapmış olursunuz diyen de var, %5 ‘e kadar bir şey olmaz diyen de var.

Nedir bunun doğrusu peki? Doğrusu şu kesin bir oran yok arkadaşlar.

Fakat içeriğiniz için ideal anahtar kelime kullanım oranını bulmak şimdi paylaşacağım teknikler oldukça kolay.

Anahtar kelimenizi Google ‘da aratın. 1.sıra, 5.sıra ve 10.sıra sonuçların anahtar kelime yoğunluğuna bakın.

Örneğin 1.sıradaki sayfanın anahtar kelime kullanım oranı %2, 5.sıradaki sayfanın anahtar kelime kullanım oranı %2,5 ve 10.sıradaki sayfada %3 oranında anahtar kelime kullanılmış (bunun tersi de olabilir)

Demek ki bu sektörde %2,5 civarında bir anahtar kelime kullanım ortalaması ile ilk sayfada iyi bir sıralama almak mümkün. (tabi bunu etkieleyen çok faktör var tek başına anahtar kelime yoğunluğu bir anlam ifade etmez.)

14. Anahtar Kelimelerin İçerikte Doğal Bir Şekilde Dağılması

Belki bu biraz ileri düzey site içi SEO tekniği olarak düşünülebilir ve her yerde de karşınıza çıkacak bir bilgi değil ama bu konu önemli.

Örnek üzerinden anlatayım.

Adamın biri bir konuyu anlatmaya başlar biraz sonra oradan farklı bir konuya oradan da başka bir noktaya taşır meseleyi ve konu kendi içinde tutarsız çatallanmış , anlaşılmaz hale gelir.

İşte anahtar kelimelerin içerikte dağılımı konusu budur.

Örneğin 2500 kelimelik güzel bir içerik düşünelim, içeriğin ilk 100 kelimesinde anahtar kelimemiz ve yan anahtar kelimeler yer almış ama daha sonra konu akışı farklı bir yöne gittiği için anahtar kelimelerimiz tekrar kullanılamamış.

Bu iki açıdan problem.

Birincisi anahtar kelimelerimizin içeriğe elden geldiğince homojen dağılımı arama motorunun konu kapsamını algılamasına ve daha iyi bir sıralama almanıza yardımcı olur. Aksine anahtar kelimeleriniz bir alanda kümelenirse konunun bütünlüğü bozulacaktır.

İkincisi Google, içerikte en son kullanılan anahtar kelimenin içeriğin bittiği noktaya olan uzaklığına bakıyor. Hatta anahtar kelime her kullanıldığında içeriğin başına ve sonuna olan uzaklığına, yan anahtar kelimelere olan mesafesine bakarak içeriğin arama terimi ile alâka düzeyini ve derinliğini algılamaya çalışıyor.

Homojen olmayan bir anahtar kelime dağılımı birincil anahtar kelime etrafında toparladığınız konu ve alt öğeleri arasında sağlam bir ilgi bağlantısı kurulmasını zorlaştırır.

Bu nedenle, olabildiğince doğal bir şekilde birincil anahtar kelimenize, yan anahtar kelimelerinize ve LSI anahtar kelimelere içerikte yer vermeye çalışarak konuyu derli toplu tutmaya özen göstermelisiniz.

15. Kullanıcı Arama Niyeti (User Search Intent)

Kullanıcı arama niyeti / amacı, bir anahtar kelime ile arama yaptığında nihai olarak ulaşmak istediği bilgi / ürün / ya da hizmeti ifade eder. Google, sıralamalarını tamamen kullanıcı niyetini dikkate alarak gerçekleştirir.

Kullanıcı amacını tam olarak anlamadan ve bu amaca uygun içerik / site tasarımı / sayfa düzeni oluşturmadan site içi SEO çalışmalarınızın başarılı olması mümkün değildir.

Örneğin “kışlık mont” araması yapan bir Google kullanıcısı kışlık mont satın alma niyeti taşıdığı için Google alışveriş sitelerinden ilgili kategori sayfalarını listeler.

Arama niyetinin önemi nedir?

Eğer kullanıcı “bilgisayarım açılmıyor” araması yaparsa, niyeti yaşadığı probleme çözüm bulmak olduğu için bilgi alma amacına uygun bir sonuç sayfası ile karşılaşır.

Yukarıdaki örneklerden de anlayacağınız üzere benim en başında anahtar kelimelerimin taşıdığı arama amacını bilmem ve içeriklerimi hatta sitemi buna göre kurgulamam gerekir.

Arama niyetine uygun olmayan bir içerik türü ya da site türü ile başarı sağlamanız mümkün değil. İstediğiniz kadar site dışı SEO & site içi SEO tekniği kullanın amaca uygun olmayan sayfalar için hiç bir işe yaramaz.

Bir SEO çalışmasını başlatmadan önce birincil anahtar kelimeyi Google ‘da bir aratın. Ne tür sayfalar ilk sıralarda çıkıyor? Bu veri bize arama niyetine en uygun web sayfalarının hangileri olduğunu, kullanıcıların bizden tam olarak ne beklediğini anlatır.

(Şuradaki yazımda arama niyetinin SEO için ne kadar önemli olduğunu anlatmıştım, okumanızı tavsiye ederim.)

16. Optimize Edilmiş Görsellerin Kullanımı

Bilimsel makale okumaya bayılan az sayıda kullanıcıyı hariç tutarsak, internet kullanıcıları full body text dediğimiz gırtlağa kadar metinden oluşan sayfaları pek sevmez.

Bu yüzden içeriklerimizde bolca görsel kullanmaya çalışırız. Fakat bu görselleri nasıl SEO uyumlu hale getirebiliriz? Daha doğrusu, site içi seo stratejisinin bir parçası olarak sayfadaki resimlerimizi nasıl optimize ederek sayfalarımızın daha iyi sıralama almasını sağlarız?

Öncelikle bilmeniz gereken bir gerçek var..

Google (henüz / halâ) resimleri okuyamıyor, anlamlandıramıyor. Yani siz bir görselde Panda olduğunu söylemediğiniz sürece bunu kendisi belirleyemez fakat bir görselin aynısını / benzerini bulup getirebilir (farklı teknolojiler gerektiren durumlar)

Bu durum bizi şu noktaya getiriyor..

Öncelikle görsellerimizin ALT etiketlerini (alternative text) Google için optimize etmemiz gerek. Bunu nasıl yapacağız?

ALT etiketinde birincil anahtar kelimemize yer vereceğiz.

Örneğin sayfamızda 10 adet farklı özgün görsel var, bunlardan 1 tanesinde tam eşleşecek şekilde anahtar kelimemizi kullandık, ikincisinde yan anahtar kelimemizi kullandık. Üçüncüsünde uzun kuyruklu anahtar kelimeye ilaveten kısa bir açıklama.. vb. Bu şekilde devam etmeli.

Sayfadaki tüm görsellerinizin ALT etiketinde birebir anahtar kelimenizi kullanırsanız aşırı optimizasyon yapmış olursunuz. Tüm ALT etiketlerinde mutlaka bir anahtar kelime yer alacak diye bir kaide de yok zaten.

Bir diğer önemli nokta görsellerin dosya adlandırması..

image.jpeg yerine spor-ayakkabi.jpeg şeklinde anlamlı bir dosya adlandırmasi sayfamızın optimizasyonuna katkı sağlar ve arama motorunun görselin ne olduğunu anlamasına yardımcı olur.

Burada da aşırı seo yapma riskiniz var. Sayfadaki tüm görselleri birincil anahtar kelimenizi içerecek şekilde adlandırmayın. Varyantlar ekleyin ve en az yarısının da anahtar kelime içermemesini sağlayın.

ALT etiketi kadar önemli olmasa da TITLE (başlık) için de benzer şekilde optimizasyon yapabilirsiniz.

Görsellerimizi SEO uyumlu hale getirmek için yapılabilecek her şeyi toparlayalım, (Sayfayı hızlandırmak için görselleri optimize etme konusuna bir sonraki sayfa hızı optimizasyonu bölümünde değineceğim.)

  • ALT etiketi optimizasyonu (anlattım)
  • TITLE kullanımı (çok gerekli değil, kullanırsanız doğal olmasını sağlayın)
  • Görsel dosya adlandırması (anahtar kelimenizi aşırı kullanmayın)
  • Görselleri yeniden ölçeklendirin (resizing ile boyutlarını küçültün dosya boyutunu azaltın)
  • Resimleri sıkıştırın (Lossy compression = kayıplı sıkıştırmayı tercih edin.)
  • Lazy load (tembel yükleme) özelliğini aktif hale getirin.

Resim optimizasyonu, hem görsellerin boyutunu küçültüp sayfaların hızlı açılmasını hem de arama motorunun resimlerin ne ile ilgili olduğunu anlamasına yardımcı olmayı içerir.

17. Sayfa Hızı Optimizasyonu

Google sayfa hızını çok uzun zamandan bu yana sıralama faktörü olarak kullanıyor. Hatta şurada bununla ilgili 2010 yılına ait resmi bir blog yazısı da mevcut.

Yalnız burada şöyle bir ince nokta var arkadaşlar. Google hızlı açılan sayfaları daha iyi bir sıralama ile ödüllendirmiyor. Yavaş açılan sayfaları SERP de alt sayfalara göndererek bir bakıma cezalandırıyor.

Aslında burada cezalandırma ifadesini kullanmak da doğru değil. Çünkü sitenizle bir sorunu yok. Tek derdi açılması seneler süren sayfalardan dolayı kullanıcılarının ızdırap çekmemesi.

Zaten sayfa hızını optimize eden sitelerin zamanla normalde olmaları gereken pozisyonlara doğru ilerlediğini de görebilirsiniz.

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, sayfa hızı optimizasyonu diyorum site hızı optimizasyonu demiyorum. Çünkü aynı domain altındaki hiç bir sayfanın (birbirinin bire bir kopyası bile olsa) sayfa hızı eşit değildir.

Kaldı ki bir sayfada daha fazla görsel, daha az metin ; bir başka sayfada tamamen metin olabilir ya da sadece formdan oluşan bir sayfa olabilir.

Google siteyi sıralamaz arkadaşlar. Sayfaları sıralar. Bu nedenle bir sayfanız çok iyi sıralama alırken bir başka sayfanız ilk yüzde olmayabilir.

O zaman sayfalarımızı hızlandırmak için hızlı çözümler neler? Kısaca onlara değinelim..

A) Kaliteli Hosting Tercih Edin

İlk yapmanız gereken yüksek performanslı kaliteli bir hosting hizmeti tercih etmek. En pahalı olan en iyidir diye bir şey yok ama en ucuz olan genelde kalitesizdir ve baş ağrıtır.

Sitenizin erişebilirliği ve yayında kalması en az hızı kadar önemlidir.

Hosting tercihi site hızını etkiliyor. SSD , LiteSpeed ve kaynak açısından cömert bir hosting tercih etmenizi öneririm.

Eğer ziyaretçi sayınız çok ciddi rakamlara ulaşmışsa VPS / VDS türü çözümleri değerlendirmelisiniz.

B) Önbellekleme (Caching) Eklentisi Kullanın

Aslında bu WordPress kullanan hemen herkesin bildiği bir şey. WordPress gibi sunucu taraflı alt yapıların yüksek performanslı çalışması için bir önbellekleme eklentisine ihtiyacı vardır.

Ben LS Cache kullanıyorum, çok da memnunum. Ücretsiz bir eklenti ve görsel optimizasyonu dahil sayısız ilave özelliği var.

Eğer hosting servisiniz LiteSpeed web server kullanıyorsa düşünmeden LS Cache eklentisine geçiş yapmanızı öneririm. (Diğer eklentilere göre performans kıyaslanamayacak kadar iyi.)

LS Cache dışında WP Rocket, WP Fastest Cache gibi ücretli / ücretsiz alternatifler mevcut hemen hepsi aşağı yukarı aynı işi görüyor.

C) Görsellerinizi Yeniden Ölçekleyin ve Sıkıştırın

Görseller bir sayfanın yavaş açılmasının öncelikli nedenleri arasındadır. Bir defa dosya boyutu bakımından bir web sayfasında resimlerden daha çok yer kaplayan element yoktur.

Bu yüzden sağlam sayfa içi seo stratejisinin parçası olarak yeniden ölçekleme ve peşinden sıkıştırma yaparak resimlerimizi seo uyumlu hale getirmeliyiz.

Yeniden ölçekleme (resizing), çok yüksek en-boy miktarına sahip bir görseli web de ihtiyaç duyulacak kullanım ölçüsüne indirmek için gerçekleştirilir ve sıkıştırma (compression) ile aynı şey değildir.

Sıkıştırma işleminde lossy (kayıplı) tercih etmelisiniz. Çünkü lossy compression ile çok az (belli belirsiz) bir kalite kaybına karşılık çok ciddi oranda dosya boyutunda azalma elde ediliyor.

(Sıkıştırma işlemini LS Cache Görsel Optimizasyonu kısmından ücretsiz yapabilirsiniz boş yere resim sıkıştırma eklentilerine para ödemeyin.)

D) Tembel Yükleme Özelliğini Kullanın

Tembel yükleme (lazy loading) görsellerin görüş alanına girdikçe yüklenmesini sağlayarak sayfanın yüklenmesi için tüm görsellerin yüklenmesinin beklenmesinden kaynaklı gecikmenin önüne geçer.

Tembel yükleme LS Cache eklentisinde mevcut eğer WordPress dışında bir altyapı kullanıyorsanız lazy load için pek çok döküman, script ve ücretsiz kod bulabilirsiniz.

E) Eklentilerin Sayısını Azaltın

İlave her eklenti sayfalarınızın açılmasını geciktiren ek dosyalar ve ilave sorgular anlamına gelir. Sorgu sayısını azaltmak için sadece zaruri olan eklentileri tutun, gereksiz olanları silin.

Bazı eklentiler veri tabanında çok sayıda tablo açarak veritabanı performansını da düşürebiliyor. Belli aralıklarla veritabanı yedeklerinizi alarak veritabanı temizliği / optimizasyonu yapmanızda fayda var. (LS Cache de bu özellik mevcut.)

Site içi SEO ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Yorum alanınızdan sorularınızı iletirseniz seve seve cevap vermeye çalışırım. Teşekkürler.